2- İbn Şihâb şöyle rivayet etti: Ona da Enes b. Mâlik şöyle tahdîs etmiştir: Ermenistan fethinde Suriyeliler'le, Azerbeycan fethinde de Iraklılar'la birlikte savaşan Huzeyfe b. el-Yemân, bunların Kur'ân'ı çeşitli şekillerde okumalarının kendisine verdiği endîşe üzerine Osman'ın yanına geldi ve ona: Ey Mü'minlerin Emîri, sen, Kur'an'ı okumakta Yahûdîler'le Hristiyanlar'ın kendi kitâblarını okumakta uğradıkları ayrılığa benzer bir ihtilâfa düşmeden evvel bu ümmete yetiş, bu işin icabına bak, dedi.Bunun üzerine Osmân, Hafsa'ya haber gönderip:
Bize Kur'an'ın yazılı olduğu sahîfeleri gönder de, biz sûreleri Mushaflara nakledelim, sonra da o sahîfeleri tekrar sana iade edelim, dedi.
Bunun üzerine Hafsa muhafaza ettiği Kur'ân'ı Osman'a gönderdi. Osman da Zeyd b. Sâbit, Abdullah ibnu'z-Zubeyr, Saîd ibnu'l-Âs ve Abdurrahmân ibnu'l-Hâris ibn Hişâm'dan kurulu çoğaltıp yazma heyetine emir verdi. Onlar da bu asıl nüshadaki sûreleri Mushaflara çoğaltıp naklettiler. Osmân bu istinsah işinin başında, Zeyd'in Medîneli olması yüzünden Kureyşli olan üç kişiye hitaben: Sizler Zeyd b. Sâbit ile Kur'an'dan herhangi birşeyde ihtilâf ettiğiniz zaman, Kur'ân'ı Kureyş lisanı ile yazınız. Çünkü Kur'an, Kureyş lisanı ile nazil olmuştur, dedi. Onlar da işte böyle yaptılar, nihayet sahîfeleri Mushafları yazıp çoğalttıkları zaman, Osman asıl sahîfeleri tekrar Hafsa'ya iade etti.Heyet ferdlerinin yazıp çoğalttıkları Mushaflar'dan birer Mushaf'ı da her tarafa gönderdi. Bu gönderdiği (resmî) Mushaflar'ın dışında kalan ve içinde Kur'ân yazılı bulunan her sahîfenin yâhud mushafın da yakılmasını emretti.Buharî rivayet etmiştir.