Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina et­memek,

Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina et­memek,

Ubâde b. Sâmit -radıyallahu anh-’dan rivayet edildiğine göre, o Bedir Savaşı'na katılanlardan ve Akabe Gecesi'nde bulunan seçkin kişilerden biriydi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ashabından bir topluluğun kendi etrafında bulunduğu sırada şöyle buyurmuştur: «Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina et­memek, çocuklarınızı öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız bir yalanla iftira atmamak, hiçbir iyi işte isyan etmemek üzere bana biat edin. Kim sözünde durursa onun mükâfatını vermek Allah'a aittir. Kim de bu günahlardan birini işler de dünyada iken cezalandırılırsa, bu ceza kendisi için kefaret olur. Kim bu günahlardan birini işler de, Allah onun durumunu örterse (suç işlediği insanlar arasında bu durum ortaya çıkmazsa) onun durumu Allah'a kalmıştır; dilerse onu affeder ve dilerse ona azap eder.» İşte biz de bunun üzerine ona biat ettik.

[Sahih Hadis] [Muttefekun Aleyh]

الشرح

Büyük Bedir Savaşı'na katılmışlar arasında bulunan ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e destek olmak için biat eden kavminin önderi olan Ubâde b. Sâmit -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Medine'ye hicretinden önce Mekke'de bulunduğu Mina'daki Akabe gecesi, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ashabının arasında oturmuş, onlardan kendisine şu hususlarda biat etmelerini istediğini rivayet etmiştir: Birincisi: Allah'a ibadette, küçük de olsa hiçbir şeyi O'na ortak koşmazlar. İkincisi: Hırsızlık yapmazlar. Üçüncüsü: Zina günahını işlemezler. Dördüncüsü: Erkek çocuklarını yoksulluk korkusuyla, kız çocuklarını da utanç korkusuyla öldürmezler. Beşincisi: Elleri ve ayaklarıyla uydurdukları yalanları ortaya atmazlar. Zira çoğu fiiller, diğer uzuvlar iştirak etse bile, bunlarla (el ve ayaklarla) yapılır. Altıncısı: Allah'a itaat olan işlerde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e isyan etmezler. Bunlardan kim ahdinde sabit kalır ve ona sadık kalırsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Kim zikredilenlerden -şirk dışında- bir şey yaparsa ve bu dünyada kendisine öngörülen had cezası uygulanırsa, bu onun için bir kefaret olur ve günahı düşer. Kim, bir günah işlerse ve sonra Allah o günahını örterse, onun işi Allah'a kalmıştır; dilerse onu affeder, dilerse onu cezalandırır. Böylece orada bulunanların hepsi ona bu şartlar üzerine biat ettiler.

فوائد الحديث

Cihat, kendilerine farz kılınmadan önce Mekke'nin Akabe Vadisi'nde yapılan ilk biat metninde yer alan ifadeler.

Sindî -rahimehullah- şöyle demiştir: Onun sözü ''ma'rûf'' (dinde meşru olan işlerde): Bütün işlerinin bilindiği, gizli olmadığıdır. Başka türlü olması da düşünülemez. Dolayısıyla onun sözü (dinde meşru olan bilinen işlerde) itaat zorunluluğunun sebebine dikkat çekmek ve helal olmayan (dinen meşru olmayan) işlerde mahluka itaat edilmeyeceğine ve dinen meşru olan işlerde itaatin mutlak olarak değil, biatte şart koşulması gerektiğine dikkat çekmek içindir.

Muhammed b İsmaîl et-Teymî ve diğerleri şöyle demişlerdir: Çocukların öldürülmesini özellikle belirtti. Çünkü bu, bir öldürme ve aile bağlarını koparma anlamına gelir. Bu yüzden onu yasaklama kaygısı daha belirgindir ve kız çocuklarını diri diri gömmek, erkek çocuklarını ise yoksulluk korkusuyla öldürmek onlar arasında yaygındı veya kendilerini savunamayacak durumda oldukları için onları özellikle belirtti.

Nevevî -rahimehullah- şöyle demiştir: Bu hadisin umumiyeti, Yüce Allah'ın şu sözüyle sınırlıdır: {Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz.} Dolayısıyla mürtet, mürtet olduğu için öldürülürse bu onun için kefaret olmaz.

Kâdî İyâd şöyle demiştir: Âlimlerin çoğu, had cezalarının kefaret olduğunu söylemektedir.

التصنيفات

Tövbe