إعدادات العرض
Müferridler (Allah'ı çokça zikredenler) yarışı kazandılar
Müferridler (Allah'ı çokça zikredenler) yarışı kazandılar
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Mekke yolunda ilerliyordu. Cumdân adı verilen bir dağa varınca şöyle dedi: «Yolunuza devam edin! Bu, Cumdân Dağı'dır. Müferridler (Allah'ı çokça zikredenler) yarışı kazandılar.» Bunun üzerine sahabeler: Müferridler kimlerdir, ya Rasûlallah? diye sordular. Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Allah’ı çokça zikredip, anan erkekler ve kadınlardır.»
الترجمة
العربية বাংলা Bosanski English Español فارسی Français Bahasa Indonesia Русский Tagalog اردو 中文 हिन्दी සිංහල ئۇيغۇرچە Hausa Kurdî Kiswahili Português دری অসমীয়া Tiếng Việt አማርኛ Svenska ไทย Yorùbá Кыргызча ગુજરાતી नेपाली Română മലയാളം Nederlands Oromoo తెలుగు پښتو Soomaali Kinyarwanda Malagasy ಕನ್ನಡالشرح
Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- Allah'ı çok zikredenlerin durumunu, onların eşsiz olduklarını ve Naîm Cennetleri'nde en yüksek derecelere ulaşmada diğerlerini geçtiklerini açıklamış ve onları Cumdân Dağı'na benzetmiştir. O dağın diğer dağlardan ayrılan özelliği vardır.فوائد الحديث
Allah'ı çokça zikretmek ve onunla meşgul olmak müstehaptır. Çünkü ahiret için yarışmak ancak çokça itaat ederek ve ibadette ihlaslı olunarak sağlanabilir.
Allah'ı zikretmek; yalnız dille, yalnız kalple veya dil ve kalple birlikte yapılabilir ki, bu da en yüksek mertebedir.
Mukayyet olan ve sürekli yapılan şerî zikirlerin arasında, sabah ve akşam zikri, farz namazlardan sonraki zikirler de vardır.
Nevevî -rahimehullah- şöyle demiştir: Biliniz ki zikrin fazileti, Allah'ı tesbih etmekle, tehlîl ile, tahmîdle, tekbir getirmekle ve benzeri şeylerle sınırlı değildir. Öyle ki; Allah Teâlâ'ya itaatle amel eden herkes, Allah Teâlâ'yı zikrediyor demektir.
Allah'ı zikretmek, din üzere sabit olmanın en büyük vesilelerinden biridir. Allah -Subhânehû ve Teâlâ- şöyle buyurmuştur: (Ey iman edenler! Bir düşman birliği ile çatıştığınız vakit sebat ediniz ve Allah’ı çokça anınız ki, zafer sizin olsun.) [Enfâl Suresi: 45]
Yüce Allah'ı zikreden kimseler ile Cumdân Dağı arasındaki benzerlik tek olma ve diğerlerinden ayrı olmasıdır. Cumdân Dağı diğer dağlardan ayrı bir dağdır. Aynı şekilde Allah Teâlâ'yı zikredenler de öyledir. Münferid olan, insanlar arasında olsa bile kalbi ve dili Rabbinin zikri ile yalnız olan ve huzur bulan kimsedir. Yalnızlık zamanlarında ülfet hisseder, insanlarla çokça kaynaşma sebebiyle yabancılık hisseder. Dağlar yeryüzünün sağlamlığına vesile olduğu gibi, zikir de dinde sağlamlığın vesilesidir veya salih amel işleyerek dünya ve ahirette önde olan kişi olabilir. Medine'den Mekke'ye giden bir yolcunun Cumdân'a ulaşması, onun Mekke'ye gelişine işarettir. Oraya ilk varan kimse diğerlerini geçmiş olur. Böylece Allah Teâlâ'yı zikreden kimse Allah Teâlâ'yı çokça zikretmesi sebebiyle diğerlerinin önünde olmuş, onları geçmiştir, en doğrusunu Allah bilir.
التصنيفات
Zikrin Faziletleri