إعدادات العرض
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in telbiyesi şöyleydi: «Buyur Allah'ım! Tekrar emrine amadeyim buyur. Senin hiçbir ortağın yoktur, buyur. Şüphesiz hamt sana mahsustur. Nimet de, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in telbiyesi şöyleydi: «Buyur Allah'ım! Tekrar emrine amadeyim buyur. Senin hiçbir ortağın yoktur, buyur. Şüphesiz hamt sana mahsustur. Nimet de, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur
Abdullah İbn Ömer -radıyallahu anhuma-'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in telbiyesi şöyleydi: «Buyur Allah'ım! Tekrar emrine amadeyim buyur. Senin hiçbir ortağın yoktur, buyur. Şüphesiz hamt sana mahsustur. Nimet de, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.» Ravi dedi ki: Abdullah İbn Ömer -radıyallahu anhuma- buna şunu da eklerdi: "Buyur, tekrar buyur, memnuniyetle emrine amadeyim. Bütün hayırlar senin elindedir. Buyur, bütün niyazlar ve ameller sanadır."
الترجمة
العربية বাংলা Bosanski English Español فارسی Français Bahasa Indonesia Tagalog اردو 中文 हिन्दी ئۇيغۇرچە Hausa Português Kurdî සිංහල Русский Kiswahili Tiếng Việt অসমীয়া ગુજરાતી Nederlands മലയാളം Română Magyar ქართული ಕನ್ನಡ Moore Македонски ไทย Українська తెలుగు मराठी ਪੰਜਾਬੀ دری አማርኛ Malagasy پښتوالشرح
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- hac veya umre yapmak istediğinde getirdiği telbiye şu şekildeydi: (Buyur Allah'ım! Tekrar emrine amadeyim buyur.) İhlas, tevhit, hac ve benzeri bizi davet ettiklerine icabet ettikten sonra sana tekrar icabet ediyorum. (Buyur, senin hiçbir ortağın yoktur, buyur) İbadete layık olan bir tek sensin. Rabliğinde, ilahlığında, isim ve sıfatlarında hiçbir ortağın yoktur. (Şüphesiz hamt) şükür ve övgü, (nimet de) sendendir ve onu veren sensin. (Sana mahsustur) her halükârda sendendir. (Mülk de) aynı şekilde sana aittir. (Senin hiçbir ortağın yoktur) bunların hepsi bir tek senindir. İbn Ömer -radıyallahu anhuma- buna şunu da eklerdi: (Buyur, tekrar buyur, memnuniyetle emrine amadeyim) Beni birbiri ardına mutlu ediyor. (Bütün hayırlar senin elindedir) Bütün hayırlar senin lütfunladır. (Buyur, bütün niyazlar sanadır) Bütün istekler ve talepler hayrı elinde bulundurana yapılır. (Ve bütün ameller sanadır) Senin içindir, çünkü bir tek sen ibadete layık olansın.فوائد الحديث
Hadiste, hac ve umrede telbiye getirmenin meşru olduğu bildirilmiş ve bu vurgulanmıştır. Çünkü, tekbir getirmenin namazın bir alameti olması gibi, telbiye getirmek de hac ve umreye mahsus bir alamettir.
İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: Telbiye getirmenin meşru olmasında, Yüce Allah'ın onların Kâbe'yi ziyarete gelmelerinin O'nun davetiyle gerçekleşmesiyle kullarına ikramda bulunduğuna dair bir tembih vardır.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in telbiyesiyle yetinip ona devam etmek daha evladır. Bununla beraber, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in buna izin vermiş olması sebebiyle telbiyeye bazı eklemeler yapmakta da bir sakınca yoktur. İbn Hacer şöyle demiştir: "Bu, en uygun yöntemdir. Peygamber'e nispet edilen sözü tek başına ayrı olarak söylemek gerekir. Eğer Peygamber'e nispet edilmeyen bir sözü söylemek isterse veya kendisinin kurduğu uygun olan bir cümle söylemek isterse onu ayrı olarak tek başına söylemelidir ki bu, Peygamber'e nispet edilen sözle karışmasın. Bu, teşehhütte yapılan duanın durumuna benzer. Zira Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Teşehhütte yapılacak dua ile alakalı şöyle buyurmuştur: "Sonrasında da dilediği isteği ve senayı seçerek dua etsin" Yani Peygamber'e nispet edilen duayı bitirdikten sonra.
Telbiye getirirken sesin yükseltilmesi müstehaptır. Tabi ki bu, erkekler için geçerlidir. Kadınlar ise fitne oluşma korkusuyla seslerini alçaltmalıdır.
التصنيفات
İhramın Hükümleri