إعدادات العرض
İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir
İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir
Nevvâs b. Sem'ân el-Ensârî -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e iyilik ve kötülük hakkında sordum ve o şöyle dedi: «İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.»
الترجمة
العربية বাংলা Bosanski English Español فارسی Bahasa Indonesia Tagalog اردو 中文 हिन्दी Français Hausa Kurdî Português සිංහල Русский Nederlands Tiếng Việt অসমীয়া ગુજરાતી Kiswahili پښتو മലയാളം नेपाली Magyar ქართული తెలుగు Македонски Svenska Moore Română Українська ไทย ಕನ್ನಡ मराठी ਪੰਜਾਬੀ دری አማርኛ ភាសាខ្មែរ Lietuvių O‘zbek Malagasy Yorùbá தமிழ் Azərbaycanالشرح
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e, iyilik ve kötülük hakkında soru sorulunca şöyle buyurdu: İyiliğin en büyük özelliği, Allah’a karşı takvâ ile güzel ahlâklı olmak; insanlara karşı ise eziyete katlanmak, öfkelenmemek, güler yüzlü olmak, güzel söz söylemek, akrabalık bağlarını korumak, itaatkâr ve nazik davranmak, iyilikte bulunmak ve iyi geçinmektir. Kötülük ise, vicdanı rahatsız eden şüpheli işler ve kalbin kabul etmediği tereddütlerdir. Kalpte, onun bir günah olabileceğine dair bir kuşku ve korku meydana gelir. Ayrıca seçkin, fazilet sahibi kişilere çirkin görüneceği için açığa çıkmasını istemediğin şeydir. Çünkü nefis tabiatı gereği, insanların kendi iyiliğini görmesini sever. Eğer bir amelinin insanlar tarafından görülmesini istemiyorsan, bu onun hayır değil, günah olduğunu gösterir.فوائد الحديث
Hadis, güzel ahlakı teşvik etmiştir. Çünkü güzel ahlak, iyiliğin en önemli özelliklerinden biridir.
Hak ve batıl, Mümin için karışmaz; hakkı, kalbindeki nurla tanır ve batıldan uzak durur, onu reddeder.
Günahın alametlerinden biri, kalbin huzursuz ve çalkantılı olması, ayrıca insanların bunu görmesini istememektir.
Sindî şöyle demiştir: "Bu (hadis), insanların hangi tarafın doğru olduğu hususunda kesin bilgiye sahip olmadıkları şüpheli konularla ilgilidir. Aksi takdirde şeriatta bir şey emredilmiş aksini gösteren bir delil açıkça bulunmuyorsa bu iyilik kapsamına girer. Yasaklanan şey de aynı böyledir, o da günah/kötülük kapsamına girer. Bu gibi durumlarda kalbe danışmaya veya onun huzur bulmasına gerek yoktur."
Hadiste bahsedilen kimseler, temiz bir fıtrat üzere olan kimselerdir; yoksa, hevâ sahibi, marufu tanımayan, münkerden sakındırmayan kalbi altüst olmuş kimseler değildir.
Et-Tîbî şöyle demiştir: Denilmiştir ki; hadiste geçen ‘birr’ (iyilik) çeşitli anlamlarla açıklanmıştır. Bir yerde, nefse huzur veren ve kalbin yatıştığı şey olarak tefsir edilmiştir; başka bir yerde iman olarak; başka bir yerde seni Allah’a yaklaştıran şey olarak; burada ise güzel ahlâk olarak açıklanmıştır. Güzel ahlâk ise; eziyete katlanmak, öfkeye hakim olmak, güler yüzlü ve sözlü olmak şeklinde tarif edilmiştir. Bütün bu anlamlar, birbirine yakın anlamlardır.