إعدادات العرض
1- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Hayber Savaşı’nda şöyle buyurmuştur: “Bu sancağı, Allah’ı ve Rasûlünü seven, Allah’ın fethi kendisine nasip edeceği bir yiğide vereceğim.”
2- "Haceru'l- Esved'e gelerek onu öpmüş ve şöyle demiştir: "Biliyorum ki, sen bir taşsın, ne fayda ne de zarar verebilirsin. Eğer Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i seni öperken görmeseydim seni asla öpmezdim."
3- «Ebu Bekir’e emredin de insanlara namazı kıldırsın.»
4- ''Bir adam Kehf sûresini okuyordu.Yanında iki uzun iple bağlanmış bir at vardı.''
5- ''Sana Dâvud -Aleyhisselam-'ın nağmelerinden (okuyuşundan) bir nağme verilmiştir.''
6- Aişe'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- benim evimde uzanmıştı baldırları yada kaval kemiği gözüküyordu. O sırada Ebû Bekir kapıya geldi, içeri girmek için izin istedi. Resûlullah tavrında bir değişiklik yapmadan içeri girmesine izin verdi. Sonra soracağını sorup gitti. Daha sonra Ömer geldi, ona da aynı şekilde hâlini değiştirmeden izin verdi. Ondan sonra Osman, huzura girmek için izin istedi. Bu defa Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- toparlanıp elbisesini düzeltti. -Muhammed şöyle demiştir: Bunların aynı gün olduğunu söylemiyorum - Osman içeri girdi konuştu ve dışarı çıktığında Aişe: Ebû Bekir girdi toparlanmadınız, önemsemediniz, sonra Ömer girdi toparlanmadınız, önemsemediniz, sonra Osman gelince oturup elbisenizi düzelttiniz. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: Kendisinden meleklerin bile hayâ ettiği bir kimseden ben hayâ etmeyeyim mi?. Muslim rivayet etmiştir.
7- 'Sa'd'ın cenazesi üzerine Rahmân’ın Arş'ı titremiştir.Sa’d b. Muâz için, gökyüzünün kapıları açılmıştır.Yetmiş bin melek inmiştir.Kabirde sıkılmış ama sonra bırakılmıştır.''
8- «Her ümmetin bir emini vardır. Ey ümmet! bizim eminimiz ise Ebû Ubeyde b. Cerrah'tır.»
9- "Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i; «Fedâke ebî ve ümmi» (Anam babam sana fedâ olsun) cümlesini Sa'd'dan başka bir adama söylerken görmedim." Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem: «Anam babam sana fedâ olsun yâ Sa`d, durma at!» derdi.
10- «Allah'ım! Muaviye'yi hak yola (hidayete) iletici (yol gösterici), hak yolu bulmuş bir kimse kıl ve onunla insanlara hidayet ver.»
11- Ey Müminlerin Emîri! Şüphesiz yüce Allah, Peygamber'ine: "Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir." diye buyurdu. Şüphesiz bu Uyeyne de o câhillerdendir, dedi. Vallahi Hurr b. Kays bu âyeti okuyunca, o haşmetli Ömer olduğu yerde çakılı kaldı. Vallahi bir adım ileri gitmedi. Esasen Ömer Allah'ın kitâbı yanında duran bir kimseydi. (Yânî onun hükmünü geçmezdi.)
12- Birtakım kimseler Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-´e gelerek, bize Kur´an´ı ve Sünnet´i öğretecek insanlar gönderseniz, dediler. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-, içlerinde dayım Harâm´ın da bulunduğu, Ensâr'dan kurrâ olan yetmiş kişiyi onlara gönderdi.
13- Eğer şu hurmalarımı yiyinceye kadar yaşarsam, bu gerçekten uzun bir hayattır, diyerek elindeki hurmaları attı. Sonra şehit oluncaya kadar müşriklerle savaştı.
14- Ömer İbnu’l–Hattâb -radıyallahu anh- ilk hicret eden sahabelere dörder bin maaş bağladı.
15- “Allah katında nelere sahip olduğunuzu bir bilmiş olsaydınız ihtiyaç ve sıkıntınızın daha da artmasını isterdiniz.”
16- "Mute Savaşında elimde dokuz kılıç parçalandı, yalnız ağzı enli Yemani bir kılıcım vardı, elimde o dayanabildi."
17- Abdullah b. Zübeyr Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle söylerken işittim demiştir: İnsanlar bozguna uğrayıp Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in etrafından dağıldılar. Hatta bazıları Medine tarafında dağın üstündeki bölgelere vardılar. Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geri döndüler ve Hanzala b. Ebî Âmir Ebû Süfyan b Harb ile karşılaştı. Hanzala onu yere yatırıp üstüne çıkınca Şeddâd b. el-Esved onu gördü. Şeddâd kılıçla saldırarak Hanzala'yı öldürdü. Az kalsın Hanzala Ebû Süfyan'ı öldürecekti. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: "Kardeşiniz Hanzalayı melekler yıkadı, hanımına sorun" buyurdu. Hanımı: o korkunç sesi duyduğunda cunub olarak (evden) çıktı. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: "İşte bu yüzden melekler onu yıkadı" buyurdu. İbn Hibbân rivayet etmiştir.
18- Üseyd b. Hudayr bir gece vakti atını yakınında bir yere bağlamış, Kur'an okuyordu. Bu sırada at birden ürküp şahlanmaya başladı. Üseyd okumayı kesti. O susunca at da sakinleşmişti. Üseyd tekrar okumaya koyuldu. At yine şahlanınca tekrar okumayı bıraktı. At yine sakinleşti. Üçüncü kez okumaya başladığında, at yine hırçınlaşınca, Üseyd okumayı kesti. Yakınında yatmakta olan oğlu Yahya'yı, atın zararı dokunmasın diye geriye çeken Üseyd, başını kaldırıp gökyüzüne baktığında, beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde, kandiller gibi bir takım cisimlerin parladığını gördü.Gökyüzünde göremeyeceğim kadar yükseldi.
19- Siz bu öğleden sonra ve gece yol alacaksınızsonra da Yüce Allah'ın izniyle yarın suya varmış olacaksınız"
20- Uhud savaşı günü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in üzerinde iki zırh vardı. Derken bir kayaya tırmanmak istedi. Zırhların ağırlığından buna gücü yetmedi. Nihayet Talha -radıyallahu anh- çömeldi ve basamak görevi yaptı. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, onun üzerine basarak kaya üzerine çıkıp doğruldu. Zübeyr -radıyallahu anh- diyor ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in; «Talha, Cennet'i hak etti.» buyurduğunu işittim.
21- Sa'd -radıyallahu anh- geldi ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-(onun hakkında) şöyle buyurdu: «İşte bu benim dayımdır, kimin böyle bir dayısı varsa göstersin!»
22- «Ey Hârise'nin annesi! Cennette birçok dereceler vardır. Şüphesiz senin oğlun bunlardan El-Firdevsu'l-A'lâ'ya, yani en yüksek Firdevs'e erişti.»